29 Şubat 2008 Cuma

PARMAKLI POĞAÇALAR




Merhaba

Ömrümüzden bir hafta daha çabucak aktı gitti. Ay sonu işleri ile işyerinde bayağı yoğunuz, evde de bahara girerken ufak tefek işler birikmiş durumda.. Eee ara sırada eşimin iş seyahatleri nedeniyle anneme taşındığımız için evdeki işler birikip dağ oluyor, sonra gel gelebilirsen üstünden. Üstesinden gelmek için girişince de kollarım, bacaklarım ve ayaklarım S.O.S veriyor. Çalışan bir anne, eş, evlat olmak çok zormuş. İnsan bazen bekarlığını özlüyor sonra aklına evladı gelince herşeyin anlamsız olduğunu hep onun için yaşadığını düşünüp gülüyor dimi :)))
Dün akşam iş çıkışı eve gittim aslında aklımdan evde iş yapmak geçmiyordu ama babamızla konuştuk oğlum annannede uyuduğu için eve geç geleceklerdi. Bende fırsat bu diyip biraz temizlik işi falan yaptım, tabi bu arada akşam yemeği hazırladım. Ardından oğlum sever diye bu poğaçalar için hamur tuttum, arkasından birde kurabiye hamuru yaptım. Artık kim tutar beni :))) Eeee zaten bayanlar mutfağa girdimi çıkmak bilmez...Önce kurabiyeleri yaptım hamuru falan çok güzeldi ama aksilik ya kurabiyeleri fırına verdikden 15-20 dk sonra elektrikler gitti ve 1 saatden fazla gelmedi. Bu arada benim poğaçaların hamuru haddinden fazla mayalanarak rekor kırdı...Neyseki kurabiyeler kötü olmadı içi pişmişti ilerleyen günlerde onlarıda koyarım bloga inşallah. Poğaçaları bitirdiğimde saat 22.30 a geliyordu ve ben hala yemek yememiş bir vaziyetde onların başını bekledim. Sonunda tabağa yemeğimi koyup tv karşısına geçip perşembe akşamları izlediğim "Annem" dizisini izledim. Eeee bu akşamki senfoniyi bitirdik tarife geçelim dimi ama...

Tarif canım arkadaşım Nurcan & yenitadlar a ait. Valla ona hayranım, çok hamarat biri besbelli, hergün sitesinde yeni bir tarif ben onun hızına imkansız yetişemem. Canım bu güzel tarif için sana çok teşekkür ederim benim gibi tuzlu ve mayalı hamur yapmayı pek bilmeyenler için ideal mükemmel bir poğaça tarifi oldu.
Ayrıca P.D.Ç.S.-16 ya bu hafta ev sahibeliği yapan Sevgili Aynur & papatya68 arkadaşım banada davet göndermiş, nazik daveti için teşekkür ediyorum poğaçalarımı ona gönderiyorum...


PARMAKLI POĞAÇALAR




Malzemeler:

1 sb. ılık süt
1 sb.sıvı yağ
1 şişe maden suyu (Nurcan' ın tarifi 1 sb bard. ama ben yanlış okumuşum şişenin hepsini koydum)
2 yemek kaşığı toz şeker
1 tatlı kaşığı tuz
1 paket yaşmaya (ben pakmaya kullandım paketin üzerinde 42 gr yazıyordu)
2 yumurta (hamurun içinde yok, sarısı üzerine sürülecek ama ben bir dahaki sefere beyazları hamurun içine katıcam, ziyan olmasın diye)
Aldığı kadar un

İç malzemesi;

200 gr kadar ezilmiş beyaz peynir
1/2 çay kaşığı kırmızı pul biber
üzeri için susam

Yapılışı:

Hamur yoğurma kabına un hariç bütün malzemelerikoyup kaşıkla karıştırdım. Ununuda ilave edip, fazla sert olmayan bir hamur yaptım, mayalanmaya bıraktım. Sanırım mayalanması için bir saat yeterli benimki biraz fazla oldu. Mayalanan hamurdan limon büyüklüğünde parçalar koparıp tezgahın üzerinde elimle az açtım (çay tabağından büyük). Açtığım hamurların bir kenarına bıçak yardımıyla serçe parmak genişliğinde ve uzunluğunda 5-6 kesik yaptım, açtığım hamurların ortasına doğru peynirden koyup kesik olmayan tarafı hafifce üstüne kapattım ve kesik olan tarafı tek tek üzerine kapatıp, fırın kağıdı serili tepsiye dizdim. Bütün hamuru bu şekilde yapana dek poğaçalar tepside iyice mayalanıyor. Poğaçaların üzerine yumurta sarısı sürüp susam serpip 200 C de ısınmış fırına verdim. Yaklaşık 30-40 dk sonra resimde gördüğünüz hale geldiler.

Afiyet olsun!!!!!

Oğlumda, babamızda, bende akşam birer tane yiyip öyle yattık, sabaha kadar dayanamadık valla :))))


Canlarım şimdilik hoşçakalın, güzel bir hafta sonu geçirmeniz dileğiyle........

22 Şubat 2008 Cuma

TATİLDEN DÖNDÜM MUTFAĞA GİRDİM


Merhabalar,

Evet arkadaşlar tatilden döndüm, pazartesi memleketimdeydim şükür. Sağolsun İstanbul sanki biz Afrika dan gidiyormuşuz da bize birkaç gün bayağı soğuk günler yaşattı, sanki Erzurum dan giden biz değiliz. İstanbul delisi ben ne gezebildim ne tozabildim ne de doğru dürüst alışveriş yapabildim. Her taraf çok ucuz, indirimler süper. Ama inanın ne zamanım ne de imkanım oldu. İlk gittiğim günler oğlum çok hastalandı hastanede birgün kaldık, serum falan takıldı. Sonraki bir iki gün zaten kınaydı, gelin çıkarmaydı, düğündü böyle geçti. Düğünle ilgili herşey çok güzeldi, bütün yakınlarımız düğüne katılmıştı, akrabalarla hasret giderdik, İzmirden teyzem, eniştem ve torunlarıda geldi düğün için teyzemi çok özlemiştim buda beni bir ayrı mutlu etti. Burdan bir kez daha sevgili gelinimiz Elif 'e ve amca oğlu Alparslan'a mutluluklar diliyorum.
Tatildeyken bloguma ziyarete gelen, yorum bırakan bütün arkadaşlara çok teşekkür ederim.Anladım ki hepsi gerçek arkadaşmış.....
Salı günü yorumlara bakarken bu haftaki PDÇS 15 etkinliğine ev sahibeliği yapan Sevgili Gül Abla nın (doğada) bana gönderdiği etkinlik davetini gördüm eeee Gül Ablamı kıracak değilim ya ve arşivde birikmiş onca tarif varken bugün sevgili Ayşe' nin sayfasında gördüğüm tarifi aldım ve iş çıkışı akşam mutfağa girdim. Sonuç çok güzel oldu, tarifin aslı Gönül Abla 'ya aitmiş. Burdan Ayşe' ye ve Gönül Abla' ya çok teşekkür ederim. İkiside maşallah çok hamaratlar, her ikinizinki kadar güzel olmasa da bende yaptım bişeyler işte...

PORTAKALLI İRMİK TATLISI



MALZEMELER

3 su bardağı süt
1 su bardağı portakal suyu (2 portakal gerekiyor)
1 su bardağı irmik
1 su bardağı toz şeker
1 portakalın rendesi (ben hemen hemen iki portakal rendesi koydum)
10 adet kakaolu petibör bisküvi ( orjinal tarifde yok ben ilave ettim)

NASIL MI YAPTIM ?

Tencereye sütü, portakal suyunu, irmiği ve toz şekeri alıp çırpma teli ile iyice çırptım. Ocağa alıp kısık ateşde sürekli karıştırarak pişirdim. Muhallebide daha kıvamlı olunca ocakdan aldım ve portakal rendesini ilave edip iyice karıştırdım. Kare borcamı ıslatıp pişirdiğimiz muhallebiden bir kat yaydım ve üzerine bir sıra kakaolu petibör bisküvileri dizdim. Kalan muhallebiyide bisküvilerin üzerine yayıp, borcamı buzluğa koydum. Yaklaşık 3 saat kadar buzlukda kaldı, buzlukdan çıkarıp spatula yardımı ile servis tabağına ters çevirdim üzerini damla çikolata ile süsledim (arzuya bağlı). Yemekden sonra çayın yanına dilimleyip servis yaptım, biz afiyetle yedik. Tavsiye ederim......


Şimdilik hoşçakalınnn..................

5 Şubat 2008 Salı

İNCİRLİ KURABİYELERİM VE BİR SOBEYLE MOLA




Herkese merhaba,

Minik prensimin doğum günü için yorum gönderen bütün arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Yarından itibaren 12 gün izinliyim, küçük bir İstanbul tatili yapacağım ve kuzenimin düğününü yapıp döneceğim nasipse inşallah. Eeee gitmeden sayfaya yeni bişeyler eklemem lazım dimi ama.Yokluğumda beni yorumsuz bırakmayın emi canım arkadaşlarım.
Kurabiyelerimin tarifi sevgili Baharatli&Elif (elifmutfakta.blogspot.com) arkadaşıma ait. Gerçekden herkese tavsiye ederim. Zaten eminim buraya hiçbirimiz memnun kalmadığımız tarifleri koymayız. Ben bu tarifi denedim çok memnun kaldım; yaptığımda sadece 3 kişiye tattırabildim (annem, oğlum, eşim) hepsi de çok beğendiler. E artık bu kadar övgüden sonra yapıp yapmamak size kalmış.
Ayrıca tarifi PORSELEN DEMLİK ÇAY SAATİ 13 etkinliğine bu hafta sahibelik yapan sevgili Hünerlieller&Filiz arkadaşıma gönderiyorum.


İNCİRLİ KURABİYE





MALZEMELER

1paket oda sıcaklığında margarin
1su bardağı nişasta
1çay bardağı sıvı yağ
1yumurta
1paket kabartma tozu
Aldığı kadar un

8-9 tane kuru incir (ben incirleri sıcak suda 5-10 bekletip, minik minik doğradım)

NASIL MI YAPTIM?

Bütün malzemeyi karıştırıp, kulak memesi yumuşaklığında bir hamur yaptım. En son incirleri de ilave edip biraz daha yoğurdum. Sonra ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp yuvarladım, fırın kağıdı serili tepsiye dizip, 180 derecede hafif pembeleşinceye kadar pişirdim. Üzerine herhanbi bişey koymadım ama bir dahaki yaptığımda dr.oetker in tarçınlı dekor şekerinden dökmeyi düşünüyorum.

Bir kez daha söylüyorum gerçekden harika bir kurabiye ve tarif için sevgili Elif e çok teşekkür ederim.
_____________________________________________________
BİRDE SOBEM VARDI ;

Sevgili
Tuğba & Mutluluk Defteri beni sobelemişti, gerçi epey zaman oldu ama üstümde bir borç gibi duruyordu canım arkadaşımın sobesi o nedenle 12 günlük mıoladan önce bu borcu ödemek istedim;

Hayatın bana öğrettiği 3 şey ;
- Her zaman kendi bildiğini yapmanın iyi olmadığını ama önemli kararlar verirken ilk önce aklının sesini dinlemen gerektiğini.
- Sabreden dervişin mutlaka muradına ereceğini
- Ailenin dışında hiç kimsenin gerçekden kucak açmadığını.

Hakkımda 7 şey ;
- Akıllı, başarılı
- Hem çok sinirli hem çok duygusal
- Herkesi kendi gibi sanan saf kalpli
- Sevmeyi ve sevilmeyi çok seven
- Sevdiklerine aşırı düşkün
- Sulugöz
- Dobra


Evet şimdi hoşcakal deme zamanı geldi, herkese burdan Allaha ısmarladık diyorum.......